İsrail’in 7 Ekim 2023’te Gazze Şeridi’ne başlattığı sistematik saldırı ve katliamlar, yalnızca bir savaş değil, aynı zamanda uluslararası hukuka aykırı bir soykırım süreci halini aldı. Filistin Merkezi İstatistik Kurumu’nun 2025 Dünya Nüfus Günü vesilesiyle yayımladığı güncel veriler, bu soykırımın dramatik demografik sonuçlarını gözler önüne serdi.
Nüfus Düşüyor, Nesiller Kayboluyor
2023’te 2 milyon 226 bin olan Gazze nüfusu, iki yıl içinde yaklaşık 112 bin kişi azalarak 2025’in ilk yarısında 2 milyon 114 bine geriledi. Bu düşüş; doğrudan ölümler, kitlesel göç, açlık ve doğum oranlarında yaşanan çöküşten kaynaklanıyor.
Rapora göre, 57 bin Filistinli öldürüldü. Bunların 18 bini çocuk, 12 bini kadın. Açlıktan hayatını kaybedenlerin sayısı 66’ya ulaşırken, yaklaşık 11 bin kişinin hâlen akıbeti bilinmiyor.
2 Milyon Kişi Yerinden Edildi
7 Ekim’den bu yana yaklaşık 2 milyon kişi Gazze içinde yerinden edildi. 100 bin kişi Gazze dışına çıkmak zorunda kaldı. Bu durum, bölgede sadece demografik yapıyı değil, toplumsal dokuyu da kalıcı şekilde tahrip etti.
Doğum Oranları Çöküyor
İstatistik raporu, saldırıların yetişkinlik çağındaki kadın ve erkekleri doğrudan hedef aldığını, bu nedenle önümüzdeki yıllarda doğum oranlarında büyük bir düşüş yaşanacağını vurguluyor. Nüfus piramidinin tabanı giderek boşalıyor; bu, Gazze’nin geleceğini tehdit eden yapısal bir demografik kırılma anlamına geliyor.
İsrail Uluslararası Hukuku Hiçe Sayıyor
İsrail’in sivilleri, çocukları, kadınları ve sağlık çalışanlarını doğrudan hedef alması; yerleşim alanlarını, hastaneleri ve eğitim kurumlarını bombalaması, uluslararası insancıl hukukun açık ihlali anlamına geliyor. Bu durum, sadece bir savaş suçu değil, aynı zamanda Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne göre “kasıtlı soykırım” tanımına da uymaktadır.
Gazze’deki insan kaybı, sivil altyapının yok edilmesi ve toplumun temel yaşam kaynaklarının ortadan kaldırılması, bir halkın varlığına yönelik topyekûn saldırının parçaları olarak değerlendirilmelidir.
Küresel Filistin Gerçeği
Filistin İstatistik Bürosu, 2025 yılı ortalarında dünya genelindeki Filistinli nüfusun 15,2 milyona ulaştığını bildiriyor. Bu nüfusun yaklaşık yarısı hâlen Filistin dışında yaşamak zorunda. 7,8 milyon Filistinli diaspora halinde, çoğunluğu Arap ülkelerinde olmak üzere, mülteci olarak yaşamını sürdürüyor.
Gazze’de yaşanan bu insanlık trajedisi, artık sadece bölgesel bir kriz değil; uluslararası toplumun sessizliğiyle büyüyen ve nesiller boyu sürecek bir yara haline gelmiş durumda.
NordicHaber.com / Analiz