Zorunlu Göçten Turizm Cennetine!
Financial Times’ın ortaya çıkardığı belgeler, Gazze’nin geleceğine dair uluslararası kulislerde yürütülen planların vahametini gözler önüne serdi. ABD merkezli Boston Consulting Group (BCG), savaş sonrası Gazze nüfusunun yaklaşık %25’inin Somali ve Somaliland gibi Afrika bölgelerine yerleştirilmesini öngören bir model hazırladı.
Bu model, Şubat ayında ABD Başkanı Donald Trump’ın önerdiği, 2 milyondan fazla Filistinlinin bölgeden sürülmesi ve Gazze’nin “Ortadoğu’nun Rivierası”na dönüştürülmesi planıyla örtüşüyor. İşgalci İsrail Başbakanı Netanyahu da bu fikri destekleyerek Gazze’yi tamamen askeri kontrol altına almayı ve ardından geçici işbirlikçi bir Arap yönetimine devretmeyi hedeflediklerini açıkladı.
Ancak sahada yaşananlar sadece bir “yeniden yerleşim” senaryosu değil, sistematik bir soykırım ve yok etme sürecini işaret ediyor. Gazze’de henüz test edilmemiş mühimmatlarla yapılan saldırılar, yüzbinlerce masum sivilin katledilmesinin yanında, şehirleri ve köyleri moloz yığınlarına çevirdi. Tarihi mezarlıklar, dini yapılar ve kültürel miras sistematik biçimde yerle bir edildi. Amaç, sadece halkı sürmek değil; coğrafyanın hafızasını da silmek.
Ortaya çıkan plana göre, bu yok edişin ardından kıyı şeridi, siyonist sermaye ve bölgedeki işbirlikçi Arap rejimlerinin el birliğiyle kumarhaneler, eğlence merkezleri ve lüks sahil şehirleriyle donatılacak. Washington’un Somaliland ile yaptığı ön görüşmelerde, bu bölgenin egemenliğinin tanınması karşılığında ABD üssü kurulması ve Filistinli mültecilerin kabul edilmesi de gündeme geldi.
BCG, hazırladığı raporda Filistinlilerin geri dönmeyeceğini varsaydı; uluslararası hukukta “etnik temizlik” ve “soykırım” tanımlarına kapı aralayan bu yaklaşım, Avrupa’dan ve BM’den sert tepki gördü. Fransa, Almanya ve İspanya bu tür planların kabul edilemez olduğunu bildirirken, BM bu adımın açıkça “etnik temizlik” olduğunu vurguladı.
Gazze bugün sadece bombalanan bir toprak parçası değil; hafızası, kültürü ve mezar taşlarıyla birlikte silinmek istenen bir milletin yurdu. Tarih, bu süreci yalnızca askeri bir operasyon olarak değil, insanlığın utanç sayfalarına yazılacak bir soykırım ve gasbın planlı mimarisi olarak kaydedecek.
NordicHaber.com / Analiz