Gazze’deki insani dramın tanıkları bir bir susturuluyor.
Katar merkezli Al Jazeera televizyonu, pazar günü Gazze’de gerçekleştirilen bir saldırıda muhabirleri Enes eş-Şerif ile birlikte dört çalışanının daha hayatını kaybettiğini duyurdu. Saldırı, bir hastane yakınındaki basın çadırı civarında meydana geldi.
Al Jazeera, 28 yaşındaki Enes eş-Şerif’in “Gazze’de yaşanan insani felaketi dünyaya aktaran son seslerden biri” olduğunu vurgulayarak şu açıklamayı yaptı:
“O ve meslektaşları, dünyanın gerçeği öğrenmesi için hayatlarını riske attılar.”
Şehit Olan Ekip Üyeleri
Muhabir: Enes eş-Şerif
Muhabir: Muhammed Kurayka
Kameraman: İbrahim Zaher
Kameraman: Mümin Aliyve
Ekip şoförü: Muhammed Nufel
Son Mesajı, Son Uyarısı Oldu
Enes eş-Şerif, şehadetinden yaklaşık bir saat önce sosyal medyadan şu uyarıyı paylaşmıştı:
“İşgalci, Gazze’yi ciddi şekilde işgal etme tehdidinde bulunuyor. Şehir, 22 aydır kara, deniz ve hava ateşi altında kan kaybediyor; şehitleri on binlerce, yaralıları yüz binlerce. Eğer bu delilik durmazsa, Gazze’den geriye sadece enkaz kalacak; halkının sesi ve sureti kaybolacak. Tarih sizi, durdurmak için hiçbir şey yapmadığınız bir soykırımın sessiz tanıkları olarak kaydedecek.”
İşgalci İsrail Ordusunun İddiaları ve Tepkiler
Soykırım suçlusu İsrail ordusu (IDF), Enes eş-Şerif’i Hamas içinde “terör hücresi lideri” olmakla suçladı. Al Jazeera ise bu iddianın “asılsız” olduğunu, ekiplerine yönelik planlı bir dezenformasyon ve susturma kampanyası yürütüldüğünü belirtti.
Uluslararası basın özgürlüğü örgütleri, saldırının açıkça savaş suçu kapsamına girdiğini ve gazetecilerin hedef alınmasının kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Gazze’de Gazeteciler İçin Ölümcül Yıl
Gazze, son yıllarda dünyada gazeteciler için en ölümcül bölge oldu. Basın özgürlüğü örgütü CPJ’ye göre sadece Gazze’de 85 gazeteci katledildi. Uluslararası gazetecilerin bölgeye girişine izin verilmezken, haber akışı büyük ölçüde yerel muhabirlere dayandı.
Analiz: Susturulan Sesler, Karanlığa Gömülen Gerçekler
Bu saldırı, savaş bölgelerinde gazetecilerin hedef alınmasının tesadüfi olmadığını, bilakis bilgi akışını kesmeye yönelik bilinçli bir strateji olduğunu bir kez daha gösteriyor.
Gazze’deki muhabirler, sadece haberci değil; aynı zamanda dünyanın vicdanına hitap eden tanıklardı.
Yerel basın mensuplarının ortadan kaldırılması, hem sahadaki gerçeklerin görünmez hale gelmesine hem de kamuoyunun manipüle edilmesine zemin hazırlıyor.
Bu durum, uluslararası toplumun “seyirci kalma” eleştirilerini güçlendiriyor ve özellikle küreselci medyanın çifte standart uyguladığı yönündeki tartışmaları yeniden gündeme taşıyor.
Sonuç
Enes eş-Şerif’in mesajında dediği gibi, tarihin sayfalarında kimlerin susturulan seslere kulak verdiği, kimlerin ise sessiz kaldığı yazılacak. Gazze’de basın özgürlüğü, sadece gazetecilerin değil, tüm insanlığın ortak hafızasının yok edilmesi anlamına geliyor.
NordicHaber.com / Analiz